25 Mart 2017 Cumartesi

Plaza Kızları kitap yorumu












Kitap Adı           : Plaza Kızları  
Yazarı                : Nazlı Ozan
Yayınevi            : Arunas Yayıncılık
Puan                  : 5/5 *****


Yağmur, Bilge ve Sezen bence mahşerin üç atlısı olmaya aday sıkı dostlar.
Yağmur: Güzelliği, havası ile erkeklerin başını döndüren… Egosu göklerde başkarakterimiz…
Bilge: Güzel ama güzelliğinin farkında değil. Bir kere aşk acısı çekmiş, aşka tövbeli Jüliet…
Sezen: Şıp sevdi, patavatsız sarışın güzelimiz… Bir gizemli Bay Ya ’ya vuruldu…
Buğrul: Başarılı, yakışıklı, buzdolabı gördüğü ilk günden beri Yağmur’a âşık.  Başkarakterimiz…
Burak: Özgüven göklerde, yakışıklı, sevimli, kızların göz bebeği Bilge’nin deyimiyle Çakma Romeo’muz.
Bay Ya: Sadece çok yakışıklı ve adının ilk iki harfini biliyoruz… YA Sezen’in gizemli aşkı, bu kitapta çok bahsedilmeyecek… Nazlı’nın üçüncü kitabını bekleyin…

Güven ve bağlanma sorunu olan Yağmur son sevgilisi Barış’tan ayrılmaya karar vermiştir. Akşam yemeğinde buluştuğu Barış’a sorun sen de değil bende demeye hazırlandığında, Barış tarafından terk edilir bir de üstüne birlikte çalıştığı rakibi Seçil ile aldatılmıştır…

Yağmur’un aylardır hazırlandığı sunumu Cuma günü yapacaktı ve terfi etme hayalleri vardır. Ama bir gece önce şirket eğlencesinde Barış’ın, Seçil’e evlenme teklifi ile yerle bir olur… İçer içer ve içer… Sabah bilmediği bir odada güne gözlerini üzerinde sadece iç çamaşırları ile açar. Banyodan gelen su sesi ile ben ne yaptım der. Apar topar giyinip banyo kapısını açtığında oldukça hoş kaslı bir sırt. Ama kim bu adam, gece o odada neler yaşandı ve macera başlasın…

Daha fazla yazıp size ipucu vermeyeceğim okuyun efendim okuyun.

Bitti ama bitmesin diye yavaş yavaş okudum.  Tadı damağımda kalan bir aşk okudum. BUĞRUL gibi seven adamlar çoğaltılsın, sadece kitap karakteri olarak hayallerimizi süslemesin. Nazlı bana göre yerli Sarah Jio çok güzel aşk yazıyor ben onun kaleminden akan aşkı çok keyifle okuyorum.
Bu hikâyede sadece aşk yok, sağlam dostluklar, eski sevgililer, ihanetler, entrikalar ve kötü kadında var… Ay o Seçil’i verin elime kafasını duvara sürtüp kıvılcım çıkarayım… “Sevgilim” sıfatı hiç bu kadar güzel yazılmamıştı. Roberto’ya “Cara,” Buğrul’a “Sevgilim,” kelimesini söylemek çok yakıştı.  Hayatın grisi pembe olsun derseniz Nazlı Ozan okuyun okutturun derim. Mutlu sonları ve mutlu son yazanları sevin, sarılın…

Sevgiler,
Çilek Kız…


Kitaptan birkaç diyaloğa ne dersiniz?
Sayfa 296…
Bilge;
Belki de tüm kadınların sorunu buydu. Hayata ve erkeklere fazla iyimser bakıyorlardı…
Sezen;
Ne olmuş yani? Bizim kaderimizdeki karşılaşmada bu şekilde yazılmış. Ayrıca biraz olumlu düşünsen ne olur.
***
Sayfa 306
Buğrul;
Bazı karşılaşmalar felaketmiş gibi görünse de,  asla tahmin edilmeyecek güzel başlangıçlara sebep olabiliyordu.
***
Sayfa 357
Bilge;
Ben…
Burak;
Sen… Benim Juliet’imsin. Söz veriyorum seni üzmeyeceğim Bilge. Lütfen bize bir şans ver…
***
Sayfa 368
Burak,
Ah Enrico… Aslı’nın evde kalmış arkadaşlarından bize sıra gelir mi sanıyorsun?
(Ah Burak ben bu oyunu bozarım bize evde kalmış dedin ha…)
***
Sayfa 370
Aslı,
“Aleyna, Aslı, Dilan, Duha, Duhan, Duygu, Emine, Esma, Esra, Hilal, İlknur, Kübra, Merve, Nermin, Yasemin…” Oh be! Sonunda bitti. Meğer etrafımda ne kadar çok bekâr kız varmış benim.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder