6 Ocak 2018 Cumartesi

Seksi Numaranın yazarı Melis'i tanıyalım mı?

Merhaba;
Sevgili Melis, söyleşi talebimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim.


1- Nasıl Melis oldun? Melis olarak özgürce yazmaya nasıl karar verdin? Okuyucuya anlatır mısın?
Herkese merhaba öncelikle. Nasıl Melis oldum? Bir iddia üzerine desem…
Sohbet sırasında bir arkadaşım bana seks hatlarını pazarlayamayacağımı söyledi. İddiaya girdik. Wattpad’de dört bölümlük bir hikâye yazacaktım. Bütün olay, bir seks hattının reklamını yapmaktı.
İlk iş, Melis Ben adıyla bir profil açtım. Sonra Wattpad’deki +18 hikâyeleri okudum. Örnek olsun da, nasıl yazılıyor öğreneyim istedim. İstemez olaydım. Orada seks yazanlar ya seksi bilmiyorlar ya insan olmayı. Ben de hepsini kapatıp kendi içgüdülerimi devreye soktum ve yazdım.
Seksi Numara adını verdiğim hikâyeyi yazışımı hatırladıkça hala gülerim. İç sesimle sohbetime örnek vereyim…
“Yazılır mı lan böyle?”
-Yaşanabiliosa yazılır kızım, yaz gitsin.
“Ya ayıp olacak ama?”
-Yerim lan ayıbı. Yaşarken iyi de yazarken mi kötü?
“E bağırmasak diyorum!”
-Hadi hadi hadi, bitir şu bölümü çok heyecanlı! Daha iddiayı kazanıcaz!
İlk bölümü saymayalım, o bölüm ne okuyacağımızı tanıtma amaçlıydı. Sonraki bölümde Melis Erhan ile telefonda seks yaptı ve ben iddiayı o tek bölümle kazandım.

2- Nasıl oldu da iki bölümden sonrası geldi?
Konu kapanmıştı. Hayat devam ediyordu. Melis Ben hesabına bir daha hiç girmedim. Arada önerilerde gözüme ilişiyordu. Okunması 5k. 10k. Yok deve. İki bölüm yahu. Bölüm başı 5.000 okunma demek o. Hadi, bir okuyan 2. bölümü her gece bir kere ziyaret ediyor olsun… Çok ya… Yine de çok. Seks dedim… Satıyo abi, napçan. Sen de burada uğraş dur iki hikâye için bıt bıt bıt.
Derken beş ay sonra bir maile ilişti gözüm. Melis’e yapılan bir yorum. Ön sevişmeyi gereksiz bulmuş zatın teki. Doğrudan konuya girmek daha iyi değil miymiş?
Ba ba ba ba… Çükünü iki saniye havada tutmayı başarmış da görüş beyan ediyor paşa.
O gün neye sinirliysem bir tepem attı. Açtım Wattpad’i. Sileceğim hikâyeyi. Yuh! 25k okunma ne lan! Çükünüz eskiyecek!
Of, yorumlara gel! Mesajlara gel! Bunlar ne? Bir tane cinsel içerikli mesaj ya da yorum olsa hikâyeyi de profili de silerdim. Öyle değildi. Yazım tarzını sevmişti onlarca insan. Üç beş kişinin her gece uğrak yeri değildi Melis. Bir sürü okuyucusu vardı. Hepsi de teşekkür ediyordu. Wattpad’in +18’lerinden sonra normalin ne olduğunu hatırlamış ya da fark etmişlerdi.
Sonuçta hepsi tek bir cümlede birleşiyordu… Yaz… Bir bölüm daha yaz.
Rahibe olsam baştan çıkarırdı bu kadar ilgi. Ama ben rahibe değildim elbette. O yüzden baştan falan çıkmadım. Zaten de çok sinirliydim. O hıyara bir mesaj yazıp gidecektim.
E buyur, kapatmış profili! Ne olacak şimdi bu sinir? Hayır, ben kime hönküreceğim yani? Ülser olurum bunu içimden atmazsam!
O zaman, ben de bölüm yazıp orada hönkürürüm. O hıyar nasıl olsa düşer bu bölüme.
Yazdım valla. ‘Hıyar’ adında o öle olmaz böle olur içerikli bir bölüm yazıp giydirdim.
Ben rahat, okuyucular çıldırmış! Sen hep sinirlen, diyeni mi ararsın… Melis, benim şeyim şey olduydu da acaba… şey olmuş mudur… kimseye soramadım… diyen küçücük okurları mı… Tabi rahibe olmadığım gibi, uzman ya da öğretmen de değilim. Sorulara cevap veremem. Ama bilgiye nasıl erişilebileceğini iyi bilirim. Bunu da soruları olanlara gösterebilirim.
Peki, niye kitap yazılır? Birikimlerini ve bilgini paylaşmak için. İnsanlara farklı bir bakış açısını gösterebilmek için…
O zaman Melis niye seksi yazmasın? Kalitesiz olanın seks değil onun yazılış biçimi olduğunu; konuşmaktan çekindiğimiz şeylerin bayağılaşmadan da dile getirilebileceğini gösterebilecekken… Seksin doğal bir güdüden başka bir şey olmadığını; hakkında konuşabilsek aslında çok da eğlenceli olduğunu anlatabilecekken…
Bu şekilde Melis yazmaya devam etti. Ama artık seks olmadı yazdığı. Bakış açısı oldu. Kadının gözünden seks… erkek… hayat.
3-Bu bakış açısı diğer +18 hikâyelerden nasıl farklı?
Wattpad’de okuduğum +18’lerin ana çerçevesini çizeyim size…
Türkiye gibi bekârete gereğinden fazla önem verilen bir ülkede bütün kızların en büyük hayali, tanımadıkları bir erkek tarafından bir duvar kenarında tecavüze uğramaktır.
Bütün kadınların canı acır. Oğlan kibar olmayı beceremiyor değildir de, sekste acı anında zevke dönüşüyordur. Kız bakireyse bu zevk daha da artar. Yazar bu şekilde, söz konusu çükün can yakacak kadar büyük ve uzun olduğu subliminal mesajını pompalamaktadır. Oysa genellikle fıstık ile orta boy salatalık arasında olduğu aşikârdır. Kibarlığımızdan ses etmeyiz.
Kadınların hepsi mazoşisttir. Vurdukça zevke gelir, dövdükçe âşık olur. Seks demek kadını dövmek, ilişkiye zorlamak, bunun onun hoşuna gideceğinden de yüzde yüz emin olmak demektir. Herhalde küçükken çok dövmüşler yazarı. Ama anne baba da haklı bir yerde. Böyle çocuğum olsa ben de günde beş posta döverdim.
Sadece sapıklık içeren hayran-kurgu diye bir bölüm var Wattpad’de. Eşek kadar herif yurttan henüz yeni adet görmüş kız seçip evine getiriyor, hikâye boyu beceriyor. En heyecanlı seks ise aile bireyleri ya da hocalarla öğrenciler arasında yaşanıyor. Kardeş üveyse, potansiyel seks objesi. Abla evliyse, kocaya yürümek marifet. Okula yeni gelen her hoca için kızlara dalmak serbest. Ah unutmuşum, asıl babaya dalmak serbest, iyi mi?
Bir de yazarın kendisine biçtiği kaliteye göre belli bir kurguya oturtulmuş hikâyeler var. Bunlar kumalık ve zoraki evlilik şeklinde kurgulanıyor. Çok kaliteli olduğunu düşünen kimi yazarlarımızın hikâyelerinde zoraki evlilik, tecavüzün yasal kılıfa uydurulmasıyken; kuma hikâyeleri, metresliği yasal kılıfa sokuşturmak için çaba harcıyor. Ortada ne mertlik, ne adamlık, ne kadınlık, ne şeref, ne de onur var. Alayı tecavüz üstü aşk hikâyesi ve çoğu, kadınlar tarafından yazılıyor.
Sanırsın, normal insan yok ülkede. Yaşıtına âşık olan, kötü olmayan, bir ilişkide cinsellikten fazlasını arayan kimse yok. Herkes ruh hastası. Tecavüze uğramamış kişiler, tecavüzü yazmaktan ve okumaktan hoşlanıyor; kadının tecavüzcüsüne âşık olabileceğini varsayıp bundan kurgular çıkarıyor.
Melis bana göre bu kurgular arasındaki en normal insan. Melis’in bedeni değil ama ruhu bakire. Onun için erkeğin de kadının da onuru olmalı. Melis ona vurana âşık olmaz, o da ona vurur. Canını yakanın canını yakar. Onu seveni sever, ailesini korur.
Aşk, sevgi, hoşlanma, seks Melis’in hayatının içinde olan kavramlardır. Günlük hayattaki herhangi bir eylem olarak bakar sekse. Nefes alır, yemek yer, uyur, temizlenir, eğlenir, sevişir, ürer, yaşlanır, ölür… Bu yüzden, yaşadıklarını anlatırken de hepsinden aynı doğallıkta bahseder.
Melis’i okudukça görürsünüz… O bizden biridir. Sendir, bendir. Hayatın içinden bir karakterdir. Erhan da öyle… Ne çok zengindir, ne çok yakışıklı. Ve ikisi için de seksten önce duygular önemlidir.
İşte tüm bunlar Seksi Numara’yı diğer +18’lerden ayırır.



4- Melis nasıl biri peki? Hıyar bölümünden sonra ne oldu?
Melis doğanın kendisine hediyesi olan kadınlığı ile çevre koşullarını birbirine uydurmaya çalışan bir kadın. Türkiye’de yaşadığı için üzerindeki baskı çok fazla. Ama o yasakların, kuralların kaynağına inip başkalarının keyfinden kaynaklananları elinin tersiyle bir kenara itiyor; doğanın kurallarını sahipleniyor.
Kendisine sahip çıkmak onun yaşam biçimi. Ne iş çevresine ne aşkına ezilmiyor. Doğrularını sahipleniyor, yanlışlarla da sonuna kadar mücadele ediyor.
Melis ve Erhan birbirlerine âşık oluyorlar. Ama Erhan’ın hayata bakışı Melis’in özgür ruhunu anlayabilecek kapasiteye sahip değil. Onu doğrudan yargılamaya başlıyor. Birlikte olabilmeleri için biraz eğitilmesi, törpülenmesi gerekiyor. Melis de kitap boyunca bunu yapıyor.
Hayat, tek bir kazananın olmadığı bir oyun. Bu yüzden Melis için asla sonunda kazandı diyemeyeceğiz. Bunu Erhan için de diyemeyeceğiz. Biz aradaki oyunu seyredeceğiz. Yani… hayatı.


5- Kitabın sonu? CEO asistanlığı devam mı yoksa Erhan ile evlenip evini kadını mı oldu?
Bir kadının varoluş biçimi bir erkekle ilişkilendirilmemeli. Yoksa erkek gittiğinde kadın yok olur.
Melis “Seksi Numara” kitabının sonunda Erhan ile evlenir ya da evlenmez, bunu bilemeyiz ama evlenirse bence Erhan gibi işini yapmaya devam eder. Kendi parasını kazanır, kendi ilişkilerini sürdürür. Evlilikte tek fark bunları eşiyle paylaşması olur.


6- Kitabını okurken aldım elime fosforlu kalem işaretleyerek okudum. Benim gibi okuyucuların var mı?
Seksi Numara’yı satın alıp, üzerine yazdığı notlarla bana geri gönderen okurum bile var… O kitap benim başköşemde duruyor, kendisine yenisini imzalı gönderdim.


7- Bana göre Seksi Numara ergen gençliğe bir dönem zorunlu ders olarak okutulmalı. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?
Çocuklarımıza ailede, anaokulunda “Kadın ve erkek eşittir. Sen kadın ya da erkek değil, insansın. En önemli şey insan onurudur. Sadece herkesin diğerine saygılı olduğu bir dünya yaşanmaya değer. Onurunu, yaşamını, dünyanı koru.” bilincini verebilsek bence her şeyin üzerinde bir eğitimi sağlamış oluruz.


8- Melis’i sevmeyen oldu mu?
Olmaz mı? İki tür insan Melis’i hiç sevemedi. Bunların ilki kadın ya da erkek, sekse dair umutları kalmayanlar… Onlar seksi ne konuşmayı sevdi, ne okumayı, ne yorumlamayı. Bu yüzden de kitabın içindeki seksi dışlama telaşıyla altındaki mesajı alamadı.
İkinci grup ise özgürlüğe gönlü olmayanlar. Melis’in söyledikleri onların hiç işine gelmedi. Çünkü özgürlük pahalıdır. Çaba gerektirir. Kolayına kaçarak elde edilemez de elde tutulamaz da… Onlar, gönüllü kölelerdir. Melis onların en büyük korkusudur.


9- Okuyun, öğrenin denildiğinde akla gelen kitaplar elli ton serisi ve benzerleri. Senin önereceğin Seksi Numara dışında kitaplar var mı?
E. L. James’in “Grinin Elli Tonu” üçlemesi, Türk insanını BDSM kavramıyla tanıştırdığı ve bir gizemi araladığı için çok önemliydi. Onu taklit ederek yazılan diğerlerini okumak zaman kaybı oldu.
Farklı olarak sadece Olivia Cunning’in ‘Günahkârlar Turnede’ serisinin son kitabı olan “Çifte Vuruş”u önerebilirim. İlk dört kitap yine anlamsız bir seks içeriğine sahipken, son kitapta biseksüel bir erkeğin bakış açısını görme şansım oldu.


10- Seksi yazmak ve okumak arasındaki fark nedir senin için?
Ben hiç de iyi bir seks okuru değilim. Çok sıkılıyorum. Eylemlerin tarifini okumak öyle gereksiz geliyor ki bana. Ne okumayı ne seyretmeyi sevmiyorum. Seks mahrem iken güzeldir. Bana özel iken… Bu yüzden ben Seksi Numara’da seksi yazmadım. Sekse ait duyguları yazdım. Her şey sadece duygularla anlamlıdır. Duygu yoksa çerdir, çöptür.


11-Blog takipçilerime ve okuyucularına son sözün nedir…
Seksi Numara’yı Gri dâhil bütün bu kitapların dışında tutmak istiyorum. İçerik olarak farklı kulvarda kitaplar bunlar.
Diğerlerinin konusu seks iken, Seksi Numara’nın konusu kadın. Kadınların sekse ilişkin beklentileri, düşünceleri, umutları ve normalleri.
Melis, oram ellendi zevk aldım, sonra beni bağladı heyecanlandım, oram kalktı buram kalktı’yı konu etmiyor. ‘Doğal bir ihtiyacım olan seksi telefonda yapmış olmak beni bir erkeği yaptığından daha fazla orospu yapmaz.’ diyor. Kitap boyunca da bu ve buna ilişkin kimsenin konuşmadığı kavramları masaya yatırıyor, tartışıyor…
O yüzden…
Herkes istediği kitabı okuyabilir ama bence Seksi Numara’yı mutlaka okumalıdır. Sustuklarımızın hepsi o sayfalarda haykırılmıştır. Birilerinin haykırmaya başlamasının zamanıdır.
Ben yazarak haykırdım, siz okuyarak haykırın. Eğer Melis’in söylediklerine hak verirseniz, içinizden “Aferin lan,” demekle yetinmeyin, kabuğunuza çekilmeyin, konuşun. Arkadaşınıza önerin. Bloglarınızda yazın. Çünkü böyle şeyler sadece bir kez yapılır. Kimseye faydası olmazsa, üstü örtülür gider.


Sevgili Melis,
Okuyucun bol, yolun açık olsun…
Sevgiler,
Çilek Kız Yasemin

Kelime oyununa var mısın?

Melis         -          Ben
Sex            -          Mahrem
Erhan         -          Aşk
Aşk            -          Hayat
Eşcinsel     -          Normal
Çilek          -          Artık “Yasemin”
Asistan       -          Wattpad seks objesi
Antropoz     -          Kaçın
Eğitim         -          Şart
Özgür          -          Herkesin hayali değil
Taciz           -          Cezaevine Zenne yapılan

Tecavüzcü   -          O çük kesilecek!

5 yorum:

  1. Bayıldım çok çok gzuel olmuş bu ikinizede öpüyorum. Bu kadar anlamlı bir röportaj okumamıştım...

    YanıtlaSil
  2. çok güzeldi süper röportaj olmuş :)

    YanıtlaSil
  3. çok güzeldi süper röportaj olmuş :)

    YanıtlaSil