Merhaba;
Sevgili Melis, söyleşi talebimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim.
Sevgili Melis, söyleşi talebimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim.
1- Nasıl Melis oldun? Melis
olarak özgürce yazmaya nasıl karar verdin? Okuyucuya anlatır mısın?
Herkese merhaba öncelikle. Nasıl Melis
oldum? Bir iddia üzerine desem…
Sohbet sırasında bir arkadaşım bana
seks hatlarını pazarlayamayacağımı söyledi. İddiaya girdik. Wattpad’de dört
bölümlük bir hikâye yazacaktım. Bütün olay, bir seks hattının reklamını
yapmaktı.
İlk iş, Melis Ben adıyla bir profil açtım. Sonra Wattpad’deki +18 hikâyeleri
okudum. Örnek olsun da, nasıl yazılıyor öğreneyim istedim. İstemez olaydım.
Orada seks yazanlar ya seksi bilmiyorlar ya insan olmayı. Ben de hepsini
kapatıp kendi içgüdülerimi devreye soktum ve yazdım.
Seksi Numara
adını verdiğim hikâyeyi yazışımı hatırladıkça hala gülerim. İç sesimle sohbetime
örnek vereyim…
“Yazılır mı lan böyle?”
-Yaşanabiliosa yazılır kızım, yaz gitsin.
“Ya ayıp olacak ama?”
-Yerim lan ayıbı. Yaşarken iyi de yazarken mi kötü?
“E bağırmasak diyorum!”
-Hadi hadi hadi, bitir şu bölümü çok heyecanlı! Daha iddiayı kazanıcaz!
-Yaşanabiliosa yazılır kızım, yaz gitsin.
“Ya ayıp olacak ama?”
-Yerim lan ayıbı. Yaşarken iyi de yazarken mi kötü?
“E bağırmasak diyorum!”
-Hadi hadi hadi, bitir şu bölümü çok heyecanlı! Daha iddiayı kazanıcaz!
İlk bölümü saymayalım, o bölüm ne
okuyacağımızı tanıtma amaçlıydı. Sonraki bölümde Melis Erhan ile telefonda seks
yaptı ve ben iddiayı o tek bölümle kazandım.
2- Nasıl oldu da iki
bölümden sonrası geldi?
Konu kapanmıştı. Hayat devam ediyordu.
Melis Ben hesabına bir daha hiç
girmedim. Arada önerilerde gözüme ilişiyordu. Okunması 5k. 10k. Yok deve. İki
bölüm yahu. Bölüm başı 5.000 okunma demek o. Hadi, bir okuyan 2. bölümü her
gece bir kere ziyaret ediyor olsun… Çok ya… Yine de çok. Seks dedim… Satıyo
abi, napçan. Sen de burada uğraş dur iki hikâye için bıt bıt bıt.
Derken beş ay sonra bir maile ilişti
gözüm. Melis’e yapılan bir yorum. Ön sevişmeyi gereksiz bulmuş zatın teki.
Doğrudan konuya girmek daha iyi değil miymiş?
Ba ba ba ba… Çükünü iki saniye havada
tutmayı başarmış da görüş beyan ediyor paşa.
O gün neye sinirliysem bir tepem attı.
Açtım Wattpad’i. Sileceğim hikâyeyi. Yuh! 25k okunma ne lan! Çükünüz eskiyecek!
Of, yorumlara gel! Mesajlara gel! Bunlar
ne? Bir tane cinsel içerikli mesaj ya da yorum olsa hikâyeyi de profili de silerdim.
Öyle değildi. Yazım tarzını sevmişti onlarca insan. Üç beş kişinin her gece
uğrak yeri değildi Melis. Bir sürü okuyucusu vardı. Hepsi de teşekkür ediyordu.
Wattpad’in +18’lerinden sonra normalin ne olduğunu hatırlamış ya da fark
etmişlerdi.
Sonuçta hepsi tek bir cümlede
birleşiyordu… Yaz… Bir bölüm daha yaz.
Rahibe olsam baştan çıkarırdı bu kadar
ilgi. Ama ben rahibe değildim elbette. O yüzden baştan falan çıkmadım. Zaten de
çok sinirliydim. O hıyara bir mesaj yazıp gidecektim.
E buyur, kapatmış profili! Ne olacak
şimdi bu sinir? Hayır, ben kime hönküreceğim yani? Ülser olurum bunu içimden
atmazsam!
O zaman, ben de bölüm yazıp orada hönkürürüm.
O hıyar nasıl olsa düşer bu bölüme.
Yazdım valla. ‘Hıyar’ adında o öle olmaz böle olur içerikli bir bölüm
yazıp giydirdim.
Ben rahat, okuyucular çıldırmış! Sen
hep sinirlen, diyeni mi ararsın… Melis, benim şeyim şey olduydu da acaba… şey
olmuş mudur… kimseye soramadım… diyen küçücük okurları mı… Tabi rahibe
olmadığım gibi, uzman ya da öğretmen de değilim. Sorulara cevap veremem. Ama
bilgiye nasıl erişilebileceğini iyi bilirim. Bunu da soruları olanlara
gösterebilirim.
Peki, niye kitap yazılır?
Birikimlerini ve bilgini paylaşmak için. İnsanlara farklı bir bakış açısını
gösterebilmek için…
O zaman Melis niye seksi yazmasın? Kalitesiz
olanın seks değil onun yazılış biçimi olduğunu; konuşmaktan çekindiğimiz
şeylerin bayağılaşmadan da dile getirilebileceğini gösterebilecekken… Seksin
doğal bir güdüden başka bir şey olmadığını; hakkında konuşabilsek aslında çok
da eğlenceli olduğunu anlatabilecekken…
Bu şekilde Melis yazmaya devam etti.
Ama artık seks olmadı yazdığı. Bakış açısı oldu. Kadının gözünden seks… erkek…
hayat.
3-Bu bakış açısı diğer +18
hikâyelerden nasıl farklı?
Wattpad’de okuduğum +18’lerin ana çerçevesini
çizeyim size…
Türkiye gibi bekârete gereğinden fazla
önem verilen bir ülkede bütün kızların en büyük hayali, tanımadıkları bir erkek
tarafından bir duvar kenarında tecavüze uğramaktır.
Bütün kadınların canı acır. Oğlan kibar
olmayı beceremiyor değildir de, sekste acı anında zevke dönüşüyordur. Kız bakireyse
bu zevk daha da artar. Yazar bu şekilde, söz konusu çükün can yakacak kadar
büyük ve uzun olduğu subliminal mesajını pompalamaktadır. Oysa genellikle fıstık ile orta boy salatalık
arasında olduğu aşikârdır. Kibarlığımızdan ses etmeyiz.
Kadınların hepsi mazoşisttir. Vurdukça
zevke gelir, dövdükçe âşık olur. Seks demek kadını dövmek, ilişkiye zorlamak,
bunun onun hoşuna gideceğinden de yüzde yüz emin olmak demektir. Herhalde
küçükken çok dövmüşler yazarı. Ama anne baba da haklı bir yerde. Böyle çocuğum
olsa ben de günde beş posta döverdim.
Sadece sapıklık içeren hayran-kurgu diye
bir bölüm var Wattpad’de. Eşek kadar herif yurttan henüz yeni adet görmüş kız
seçip evine getiriyor, hikâye boyu beceriyor. En heyecanlı seks ise aile
bireyleri ya da hocalarla öğrenciler arasında yaşanıyor. Kardeş üveyse,
potansiyel seks objesi. Abla evliyse, kocaya yürümek marifet. Okula yeni gelen
her hoca için kızlara dalmak serbest. Ah unutmuşum, asıl babaya dalmak serbest,
iyi mi?
Bir de yazarın kendisine biçtiği kaliteye
göre belli bir kurguya oturtulmuş hikâyeler var. Bunlar kumalık ve zoraki
evlilik şeklinde kurgulanıyor. Çok kaliteli olduğunu düşünen kimi
yazarlarımızın hikâyelerinde zoraki evlilik, tecavüzün yasal kılıfa
uydurulmasıyken; kuma hikâyeleri, metresliği yasal kılıfa sokuşturmak için çaba
harcıyor. Ortada ne mertlik, ne adamlık, ne kadınlık, ne şeref, ne de onur var.
Alayı tecavüz üstü aşk hikâyesi ve çoğu, kadınlar tarafından yazılıyor.
Sanırsın, normal insan yok ülkede. Yaşıtına
âşık olan, kötü olmayan, bir ilişkide cinsellikten fazlasını arayan kimse yok. Herkes
ruh hastası. Tecavüze uğramamış kişiler, tecavüzü yazmaktan ve okumaktan
hoşlanıyor; kadının tecavüzcüsüne âşık olabileceğini varsayıp bundan kurgular
çıkarıyor.
Melis bana göre bu kurgular arasındaki
en normal insan. Melis’in bedeni değil ama ruhu bakire. Onun için erkeğin de
kadının da onuru olmalı. Melis ona vurana âşık olmaz, o da ona vurur. Canını
yakanın canını yakar. Onu seveni sever, ailesini korur.
Aşk, sevgi, hoşlanma, seks Melis’in hayatının
içinde olan kavramlardır. Günlük hayattaki herhangi bir eylem olarak bakar
sekse. Nefes alır, yemek yer, uyur, temizlenir, eğlenir, sevişir, ürer,
yaşlanır, ölür… Bu yüzden, yaşadıklarını anlatırken de hepsinden aynı
doğallıkta bahseder.
Melis’i okudukça görürsünüz… O bizden
biridir. Sendir, bendir. Hayatın içinden bir karakterdir. Erhan da öyle… Ne çok
zengindir, ne çok yakışıklı. Ve ikisi için de seksten önce duygular önemlidir.
İşte tüm bunlar Seksi Numara’yı diğer +18’lerden ayırır.
4- Melis nasıl biri peki?
Hıyar bölümünden sonra ne oldu?
Melis doğanın kendisine hediyesi olan
kadınlığı ile çevre koşullarını birbirine uydurmaya çalışan bir kadın.
Türkiye’de yaşadığı için üzerindeki baskı çok fazla. Ama o yasakların,
kuralların kaynağına inip başkalarının keyfinden kaynaklananları elinin
tersiyle bir kenara itiyor; doğanın kurallarını sahipleniyor.
Kendisine sahip çıkmak onun yaşam
biçimi. Ne iş çevresine ne aşkına ezilmiyor. Doğrularını sahipleniyor,
yanlışlarla da sonuna kadar mücadele ediyor.
Melis ve Erhan birbirlerine âşık
oluyorlar. Ama Erhan’ın hayata bakışı Melis’in özgür ruhunu anlayabilecek
kapasiteye sahip değil. Onu doğrudan yargılamaya başlıyor. Birlikte
olabilmeleri için biraz eğitilmesi, törpülenmesi gerekiyor. Melis de kitap
boyunca bunu yapıyor.
Hayat, tek bir kazananın olmadığı bir
oyun. Bu yüzden Melis için asla sonunda kazandı diyemeyeceğiz. Bunu Erhan için
de diyemeyeceğiz. Biz aradaki oyunu seyredeceğiz. Yani… hayatı.
5- Kitabın sonu? CEO
asistanlığı devam mı yoksa Erhan ile evlenip evini kadını mı oldu?
Bir kadının varoluş biçimi bir erkekle
ilişkilendirilmemeli. Yoksa erkek gittiğinde kadın yok olur.
Melis “Seksi Numara” kitabının sonunda Erhan ile evlenir ya da evlenmez,
bunu bilemeyiz ama evlenirse bence Erhan gibi işini yapmaya devam eder. Kendi
parasını kazanır, kendi ilişkilerini sürdürür. Evlilikte tek fark bunları eşiyle
paylaşması olur.
6- Kitabını okurken aldım
elime fosforlu kalem işaretleyerek okudum. Benim gibi okuyucuların var mı?
Seksi Numara’yı satın alıp, üzerine yazdığı notlarla bana geri gönderen okurum bile var… O kitap benim başköşemde duruyor, kendisine yenisini imzalı gönderdim.
Seksi Numara’yı satın alıp, üzerine yazdığı notlarla bana geri gönderen okurum bile var… O kitap benim başköşemde duruyor, kendisine yenisini imzalı gönderdim.
7- Bana göre Seksi Numara ergen gençliğe bir dönem
zorunlu ders olarak okutulmalı. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?
Çocuklarımıza ailede, anaokulunda “Kadın ve erkek eşittir. Sen kadın ya da erkek değil, insansın. En önemli şey insan onurudur. Sadece herkesin diğerine saygılı olduğu bir dünya yaşanmaya değer. Onurunu, yaşamını, dünyanı koru.” bilincini verebilsek bence her şeyin üzerinde bir eğitimi sağlamış oluruz.
Çocuklarımıza ailede, anaokulunda “Kadın ve erkek eşittir. Sen kadın ya da erkek değil, insansın. En önemli şey insan onurudur. Sadece herkesin diğerine saygılı olduğu bir dünya yaşanmaya değer. Onurunu, yaşamını, dünyanı koru.” bilincini verebilsek bence her şeyin üzerinde bir eğitimi sağlamış oluruz.
8- Melis’i sevmeyen oldu mu?
Olmaz mı? İki tür insan Melis’i hiç
sevemedi. Bunların ilki kadın ya da erkek, sekse dair umutları kalmayanlar…
Onlar seksi ne konuşmayı sevdi, ne okumayı, ne yorumlamayı. Bu yüzden de
kitabın içindeki seksi dışlama telaşıyla altındaki mesajı alamadı.
İkinci grup ise özgürlüğe gönlü
olmayanlar. Melis’in söyledikleri onların hiç işine gelmedi. Çünkü özgürlük
pahalıdır. Çaba gerektirir. Kolayına kaçarak elde edilemez de elde tutulamaz
da… Onlar, gönüllü kölelerdir. Melis onların en büyük korkusudur.
9- Okuyun, öğrenin
denildiğinde akla gelen kitaplar elli ton serisi ve benzerleri. Senin
önereceğin Seksi Numara dışında
kitaplar var mı?
E. L. James’in “Grinin Elli Tonu” üçlemesi, Türk insanını BDSM kavramıyla tanıştırdığı ve bir gizemi araladığı için çok önemliydi. Onu taklit ederek yazılan diğerlerini okumak zaman kaybı oldu.
E. L. James’in “Grinin Elli Tonu” üçlemesi, Türk insanını BDSM kavramıyla tanıştırdığı ve bir gizemi araladığı için çok önemliydi. Onu taklit ederek yazılan diğerlerini okumak zaman kaybı oldu.
Farklı
olarak sadece Olivia Cunning’in ‘Günahkârlar Turnede’ serisinin son kitabı olan
“Çifte Vuruş”u önerebilirim. İlk dört
kitap yine anlamsız bir seks içeriğine sahipken, son kitapta biseksüel bir
erkeğin bakış açısını görme şansım oldu.
10- Seksi yazmak ve okumak
arasındaki fark nedir senin için?
Ben
hiç de iyi bir seks okuru değilim. Çok sıkılıyorum. Eylemlerin tarifini okumak
öyle gereksiz geliyor ki bana. Ne okumayı ne seyretmeyi sevmiyorum. Seks mahrem
iken güzeldir. Bana özel iken… Bu yüzden ben Seksi Numara’da seksi yazmadım. Sekse ait duyguları yazdım. Her şey
sadece duygularla anlamlıdır. Duygu yoksa çerdir, çöptür.
11-Blog takipçilerime ve
okuyucularına son sözün nedir…
Seksi Numara’yı Gri dâhil
bütün bu kitapların dışında tutmak istiyorum. İçerik olarak farklı kulvarda
kitaplar bunlar.
Diğerlerinin
konusu seks iken, Seksi Numara’nın
konusu kadın. Kadınların sekse ilişkin beklentileri, düşünceleri, umutları ve
normalleri.
Melis,
oram ellendi zevk aldım, sonra beni bağladı heyecanlandım, oram kalktı buram
kalktı’yı konu etmiyor. ‘Doğal bir ihtiyacım olan seksi telefonda yapmış olmak
beni bir erkeği yaptığından daha fazla orospu yapmaz.’ diyor. Kitap boyunca da
bu ve buna ilişkin kimsenin konuşmadığı kavramları masaya yatırıyor,
tartışıyor…
O
yüzden…
Herkes
istediği kitabı okuyabilir ama bence Seksi
Numara’yı mutlaka okumalıdır. Sustuklarımızın hepsi o sayfalarda haykırılmıştır.
Birilerinin haykırmaya başlamasının zamanıdır.
Ben
yazarak haykırdım, siz okuyarak haykırın. Eğer Melis’in söylediklerine hak
verirseniz, içinizden “Aferin lan,” demekle yetinmeyin, kabuğunuza çekilmeyin, konuşun.
Arkadaşınıza önerin. Bloglarınızda yazın. Çünkü böyle şeyler sadece bir kez
yapılır. Kimseye faydası olmazsa, üstü örtülür gider.
Sevgili Melis,
Okuyucun bol, yolun açık olsun…
Sevgiler,
Çilek Kız Yasemin
Okuyucun bol, yolun açık olsun…
Sevgiler,
Çilek Kız Yasemin
Kelime oyununa var mısın?
Melis - Ben
Sex - Mahrem
Erhan - Aşk
Aşk - Hayat
Eşcinsel - Normal
Çilek - Artık “Yasemin”
Asistan - Wattpad
seks objesi
Antropoz - Kaçın
Eğitim - Şart
Özgür - Herkesin hayali değil
Taciz - Cezaevine Zenne yapılan
Tecavüzcü - O çük kesilecek!
Bayıldım çok çok gzuel olmuş bu ikinizede öpüyorum. Bu kadar anlamlı bir röportaj okumamıştım...
YanıtlaSilBen de seni öperim ki :D
Silçok güzeldi süper röportaj olmuş :)
YanıtlaSilçok güzeldi süper röportaj olmuş :)
YanıtlaSilteşekkürler :)
Sil