23 Ekim 2017 Pazartesi

Kayıp Şehir Serisi - Selvi Atıcı




        
Kitap Adı         : Kayıp Şehir Serisi
Yazarı              : Selvi Atıcı 
Yayınevi          : Nemesis
Türü                : Roman
Puan                : Kimliksiz - 5 / 5 
     Pinokyo'nun Rüyası - 5/5 
     Gitme - 5/5 
     Kalbim Sende Kalmış - 5/5 

Merhaba,
Kayıp Şehir Serisi kitap yorumumla geldim. Selvi Atıcı merak ettiğim, okumak istediğim arkadaşlarım tarafından çok övülen bir yazardı. Ama ben çok övülen kitap ya da yazar okuyamıyorum. Çünkü; beklentim yüksek olur ve büyük ihtimalle beğenmem korkusu vardı. Ama bir yandan da merak ağır basıyordu. Derken Selvi Atıcı’nın ‘Pinokyo’nun Rüyası’ kitabını geçen yıl sevgili Nurcan’dan (@dortgozkedikiz namı diğer)  bana yeni yıl hediyesi olarak geldi. Ama okumak için beklettim. Derken kitabın serinin ikinci kitabı olduğunu öğrenince seriyi tamamlama derdine düştüm. Okuoku’nun yaptığı kampanya ile yazarın tüm kitapları aldım. Ve Ekim ayı okuma programımı kayıp şehir serisi ile başlattım. Kesinlikle Selvi Atıcı’yı okumak için geç kalmışım. Kalemine, anlatım diline bayıldım. Hikâyeleri, kurguları muhteşem… 4 kitap bir solukta bitti. Ertesi sabah işe gideceğimi bile bile uyumadım kitabı okudum. Merak, heyecan beni sardı. Efendim birtutamçilek’ten naçizane tavsiye siz de bu kalemle tanışın. Eğer seri ile başlamak istemezseniz YARASA tek kitap onunla başlayabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar. Bu arada tavsiyem ile alıp okursanız lütfen yorumlarınızı benimle paylaşın…

Not: Yayınevi edisyon konusunda biraz daha özen lütfen. Bu kalem özeni hak ediyor.

Sevgiler,


Kimliksiz

Deryal Yiğit, 14 yaşında onları çalıştırıp paralarına el koyan adamı ölüdürüp hapse girdiğinde bir kimliği olmuştur. O yüzden lakabı Kimliksiz. Biraz şans ve bolca çalışkanlıkla Kayıp Şehir adında bir gece kulübü ve lojistik firma sahibi (Tırları ve yük gemileri vardır). Karanlık işlerden ve adamlardan uzak durmak için elinden geleni yapar.

Bir gün kulübünde bir adam tarafından taciz edilen Burcu’yu görene kadar aşkın ne olduğunu bilmiyordur. Burcu, kim ve neden Deryal’in peşinde.

Peki ya Deryal’i arayan kimliği meçhul adam kim?
Birde Âdem ve Şirin var ki… Deryal’in ortağı Âdem ile organizasyon sorumlusu Şirin efsane bir çift…



Pinokyo'nun Rüyası

Başarılı, yakışıklı, yardımsever, çalışkan cerrah Ömer ile güzel, zeki, bahtsız Gazel’in hikâyesi.
Yoğun bir günden sonra eve gidip uyumayı planlayan Ömer İstanbul trafiğinden ara sokaklara girip kaçmaya çalışırken aracının tavanına düşen Gazel ile hayatı değişir.

Önce Gazel’i iyileştirir ardından da kalbinin kapılarını sonuna kadar açar.
Gazel’in o aracın tepesinde ne işi vardır? İntihar mı etmiştir yoksa atılmış mıdır? Gazel’in hayatındaki sırları öğrenmek için Ömer çok uğraşacak. Peki, ya Ömer’in hayatındaki sırlar…


Gitme

Deryal Yiğit’in oğlu Tunç Mirza ve Adanalı köklü bir ailenin kızı Hayat…

9 yaşında çok sevdiği babasını kaybetme korkusu yaşayan Tunç Mirza bir daha kimseyi bu kadar çok sevmeyeceğine dair yemin eder.

Hayat, platonik âşık olduğu Mirza’yı adım adım izler. Ama Mirza onu bir kez bile görmemiştir.
Bir akşam ev arkadaşı yeni sevgilisi ile tanıştırmak için onu zorla dışarı çıkarır. Erdem bir arkadaşının da orada olacağını söyler. Hayat gittikleri kulüpte Erdem’in arkadaşının Mirza olduğunu görünce sakarlıkları ile kendini rezil ettiğini düşünür. O gece gereğinden fazla içen Mirza ise bu sakarlıklarla çok eğlenir. Hayat’ı alıp evine götürür sarhoş kafa ile birlikte olurlar.

Sabah uyandığında gece yaşananlar bir puzzelın parçalarıdır. Birleştirmek zordur. Sarhoşluğun yarattığı baş ağrısı ve çalan kapı… Kapının ardında kim var. Peki, gelen kişi Mirza ve Hayat’a neler yaşatacak. Bundan sonra hiçbir şey Hayat için iyi olmayacak…

Peki ya Mirza Hayat’ı kazanmak için neler yapacak?



Kalbim Sende Kalmış

Âdem ve Şirin’in oğlu Ali ile Ömer ve Gazel’in kızı Arya’nın Aşkı…

Âdem’in kendi gibi yakışıklı, şımarık ve ukala oğlu kendisine ortaokul sıralarında emanet edilen Arya’ya âşıktır ama aşkını itiraf etmek için onun üniversiteyi bitirmesini bekler. 

Ali ve Arya’nın birbirine olan aşklarını herkes biliyordur ama onlar hep aşklarının tek taraflı olduğunu düşünür.

Arya bir gün ani bir kararla Üniversite okumaya Amerika’ya gider.  Tam sekiz yıl. Bir anda neden böyle bir karar vermiştir. Peki, dönüşte ona eşlik eden Daniel kimdir.

Aşkları küle dönmüş müdür yoksa ilk günkü gibi alev alev midir?  

Heyecanın bir saniye eksilmediği bu kitapları okuyun derim.


Gri olan hayata inat pembe okuyoruz…














1 Ekim 2017 Pazar

Ayşegül Çiçekoğlu aşkı yazan kadın

Merhaba;
Yeni bir sohbete hazır mısınız? Aşkı en güzel yazanlardan Sevgili Ayşegül Çiçekoğlu ile yaptığımız keyifli sohbeti okumaya buyurmaz mısınız?
Ayşegül ablacığım söyleşi talebimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim... Bence çok keyifli bir söyleşi bizi bekliyor…
Ben Teşekkür ederim. Umarım öyle olur.

1- Birçok okuyucun seni yakından tanıyor ama seninle ve kaleminle yeni tanışanlar için Ayşegül Çiçekoğlu kimdir?

48 yaşında hayalperestliğini kaybetmemiş, eğlenceli bir anne, hâlâ ilk günkü kadar kocasına âşık bir kadınım.
Yıllarca kendime sakladığım yeteneğimi eşimin fark etmesi ile hikâyeler yazan biriyim. Gezmeyi, okumayı ve yeni insanlar tanımayı severim.  Karadeniz’in hırçın doğasında,  Ayvalık’ın sakin sularında ve İstanbul’un kaosunda yaşarım. Başka yerlerde değilsem buralardayımdır.

2- Anne, eş ve yazar olarak bize bir gününü anlatır mısın?

Sabah evden herkesi göndermekle başlıyorum güne. Yaz aylarında bu zor oluyor tabii. Sonrada bilgisayarımın başına oturuyorum. Eğer sabahtan bir randevum yoksa öğlene kadar mutlaka yazıyorum.  Öğleden sonra da ev işleri geliyor.  Cumartesi, Pazar hariç haftanın beş günü bu şekilde düzenim. Düzenleme yaptığım zamanlar haftanın her günü yazıyorum.


3- Ayşegül Çiçekoğlu iyi bir okuyucu mudur?

Evet, yıllar boyunca her ortamda okudum. Yüzlerce kitap okumuşumdur. Sevdiğim ve vazgeçemediğim kitaplarım var. Onları her sene mutlaka bir kez daha okurum.



4-Herkesin mutlaka okuması gerektiğini düşündüğü 3 kitabı söyler mi bize?

Herkesin okuması gerek dediğim çok kitap var ama ilk sırada benim için her zaman Victor Hugo’nun Notre-Dame’nin Kamburu, her sene bir kez okuduğum kitaplardan biridir. Umutsuz ve kendimi kötü hissettiğim zamanlarda okumayı çok seviyorum. Emily Bronte’nin Uğultulu Tepeler ve Gabriel Garcia Marquez Yüzyıllık Yalnızlık bunlar benim ilk üçüm… Tabi ki bu herkes için değişkenlik gösteren bir durum.

5- Ve okumaktan asla sıkılmam dediği 3 yazar var mı?

Evet, Lesley Lokko, Kate Morton,  Gelenn Meade ve Jodi Picoult. Üçten fazla oldu ama daha çok var.

6-Peki, Wattpad de kitap okumayı seviyor musun? Wattpad de okuyup bizlere önerebileceğin hikâye var mı?
Maalesef orada okumak için artık zamanım olmuyor ve kitabı kâğıt kokusu ile elime alarak okumayı seviyorum.  Onun içinde önerebileceğim bir hikâye yok ne yazık ki.

7- İşte söyleşinin en heyecanlı kısmı. Gelelim senin yazma tutkuna… İlk ne zaman yazmaya başladın?  

Eskiden beri kısa denemeler vardı ama o zamanlar tam zamanlı bir işim vardı ve ancak vakit bulduğum anlarda yazabiliyordum. 2014 yılında eşimin ısrarlarına daha fazla dayanamadım. Bir gün yeni bir notebook ile geldi ve önüme koydu. Yaz dedi… Neden olmasın diyerek 2014 yılının başında yazmaya başladım. Yazış o yazış bir daha başından kalkmadım. Belki de yıllarca beklediğim birinin beni zorlamasıydı. Onun için buradan eşime de teşekkür etmek isterim.

8- Yazarken uyguladığın bir ritüel var mı? Mesela sessiz ortam ya da bangır bangır müzik dinleyerek…

Benim için yok. Bir notebook olsun yeter her yerde yazabilirim. Yazarken tamamen dış etkenlerden kendimi soyutluyorum onun için bulunduğum mekânın sessiz olması ya da romantik olması gerekmiyor. Bangır bangır müzik çalarken de yazabilirim. Çünkü yazmaya başladığımda zaten olay kurgusu kafamda şekillenmiş ve sadece kâğıda dökülmeyi bekliyor oluyor.

9-Kurgularını kâğıda dökerken dinlediğin müzik var mı?
Evet, her hikâyemin bir şarkısı var. Önce hikaye aklımda şekilleniyor ve sonra ona ait bir şarkı buluyorum. Yazmaya başlamadan önce onu dinliyorum sonra da yazıyorum.

10-Bir kurgu oluşturdun bunu önce kâğıda mı dökersin, dostlarınla mı paylaşırsın?

Paylaştığım iki arkadaşım var. Daha kâğıtla buluşmadan onlarla buluşur aklımdaki kurgu ve sonrada yazmaya başlarım. Kurgu başından sonuna kadar aklımda durur. Yazmaya başladığımda kurgu beynimde bitmiştir. Onun içinde hızlı yazıyorum. Bunun nedeni başına oturduğumda bu bölümde ne yazayım diye düşünmüyorum, yazmaya başlayınca kurgu akıp gidiyor.


11-İlk kitabın raflarda okuyucu ile buluştuğunda neler hissettin?

Anlatılmaz yaşanır diyorum. İnanılmaz bir duyguydu benim için o kadar heyecanı birde kızım doğduğu anda yaşamıştım. Ama kitaplar basıldıkça o heyecanı her kitabımda yaşadığımı hissettim. Onun için hangisi daha heyecanlı diye bir sıraya koymadım her hikâye kâğıt kokusu ile bulaştığında benim için hep aynı heyecanla karşılanıyor.

12-İlk kitabın için gelen ilk yorumu hatırlıyor musun?

Wattpad de geldi ilk yorum, yaklaşık yirmi bölüm yayınladıktan sonra. Neredeyse vazgeçmek üzereydim. İlk yorum “devam et harika yazıyorsun” olmuştu ve sadece o kişi için bile yazabileceğimi düşündüm. Benim için unutulmaz bir yorumdu.


13-Kitap sözleşmesi imzaladığın süreçte ya beğenilmezse ya okuyucu kötü eleştirirse korkun oldu mu? Gece kâbuslar görüp uykundan uyandın mı?

Kitap sözleşmesinde ve kitap çıktığında olmadı. Ama ilk imza gününde oldu. 2015 Nisan ayında ilk kitabım çıkmıştı ve ilk imzamı İzmir Tüyap’ta verecektim. O gece sabaha kadar uyumadım ve eşim ve kızımın benimle olmasını istedim. Hiç kimse gelmezse size vereyim dedim ve benimle birlikte onlarında İzmir’e gelmesini istedim. Ama korktuğum gibi olmadı ve güzel bir imza gerçekleşti. Bunun üzerine iki hafta üst üste imza verdim.  Onun için İzmir’in yeri bende hep ayrı.

Ve gelelim kitap karakterlerine… Hepsini okuyamadığım için okuduklarımı yazacağım…
11- Emir’in sevgi, şefkat açlığı beni çok yaraladı… Bu duyguları verirken neler hissettin?

Hikâyelerimdeki karakterlerin bazıları çevremdeki insanlardan…   Sevginin, şefkatin aileden geldiğine inanırım. İlk öğrendiklerimiz ailemizde gördüklerimizdir. Ve ailede sevgi görmeyen kişilerin ileriki yaşlarda bunu göstermekte zorluklarla karşılaştığına çok tanık oldum. Karakterlerimi yazarken onların yerine kendimi koymuyorum ama empati yapıyorum. Annem kardeşimi tercih edip gitseydi nasıl hissederdim diye çok düşündüm ve hissettiklerimi yazdım.

12- Melek hayattan çok büyük darbeler yemiş herkese göre ezik bir kadın… (Bana göre çok güçlü bir kadındı) Bu tarz karakterleri yazarken o karakteri kendi içinde yaşıyor musun?

Kesinlikle güçlü bir kadın Melek… Çok sevmesine rağmen kocasını affetmedi ve her şeyi bırakıp gitti. Kendine yeni bir hayat kurdu. Kadın her zaman erkekten daha güçlüdür. Bunu fiziksel olarak demiyorum ama duygularını ifade etmekte daha güçlü ve kararlıdır. Kadın için bir ilişki bitmişse arkasını döner ve gider.

13- Savaş güçlü, sert, yıkılmaz bir kaleyken Tutku onu un ufak etti bana göre… Senin için Tutku’yu yazmak mı zordu Savaş’ı yazmak mı? 

Her ikisini de yazmak zordu. Her ikisinin de geçmişinde yaşadıkları travmalar vardı ve bu gelecekteki yaşantılarını etkilemişti. Birbirlerini anlamamak için yaşadılar. Güçsüz taraflarını birbirlerine göstermediler. Birbirlerine aslında çok benziyorlardı.

13-Gelelim Serkan mı Alize mi?  Hangisini yazarken en çok eğlendin?

Serkan’ın hazır cevapları ve Alize’nin saflığı beni çok eğlendirdi. Benim için oradaki en komik kişi kesinlikle dedeydi.

14-Şu an basılı olan eserlerini sırası ile yazar mısın?  

Bırakma Ellerimi
İntikam
Sen Benim Kaderimsin
Tutkunun Savaşı
Affet
Kendi Düşen Ağlamaz
Sen Benim Nefesimsin

15- Sen Benim Kaderimsin yeni basımı ile ve Sen Benim Nefesimsin okuyucular ile buluştu yorumlar nasıl?

Çok güzel yorumlar geldi. O aileyi yazmaktan zaten baştan beri çok büyük keyif aldım. Şimdi onun devamı olan Işığımsın ve hayatımsın gelecek. Ailenin üçüncü kuşak üyeleri.

16- Ben bir okur olarak Ölüm Meleği (Doktorcuğum) ve 8.15 Vapurunun kitap olmasını heyecanla bekliyorum. Ne zaman koklayarak okuyacağız?

Biliyorum her ikisi de gecikti ama bir basım tarihi var. Her ikisini de önümüzdeki sene okuyacağız.

17- Ayşegül ablacığım, yazdıklarının dizi ya da film olmasını ister miydin?

Kesinlikle isterdim. Hikâyelerden bir tanesinin dizi anlaşmasını yaptık ama açıklamayı onlar yapacağı için biraz daha zamanı var. Bir başkası içinde görüşmelerimiz devam ediyor.

18- Blog takipçilerime ve okuyucularına son sözün nedir…

 Gösterdikleri ilgiye çok teşekkür ederim. Her biri benim ilham perilerim. Onlar olmazsa bu güzel hikâyeler de olmazdı. Hepsini çok seviyorum.

Sevgili Ayşegül Çiçekoğlu,
Okuyucun bol, yolun açık olsun…
Sevgiler,
Çilek Kız Yasemin,

Seninle Tek Kelime Oyununa Hazır mısın?
(Yazdığım Kelimenin Karşısına Senin için İfade Ettiği Anlamı Tek Kelime ile Yazar mısın?)

İntikam                     Affetmek
Vapur                        Aşk
Melek                       Masum
Porsche                    Kendi Düşen Ağlamaz
Mizah                       Serkan
Çilek                         Reçel (Bip yanlış cevap doğrusu Yasemin olacaktı)
Emir                          Hüzün
Dost                          Can
Seda                          Dost
Okur                          İlham perilerim
Kitap                         Vazgeçilmez
Evlilik                       Mutluluk
Çocuk                       Hayatımın anlamı