Sevgili Tuğçe; Önce bir okuyucun sonra bir arkadaşın olarak sana merhaba diyorum… Çok heyecanlıyım bloğum için bir yazar ile ilk söyleşim olacak Röportaj diyemiyorum onun için 40 Fırın ekmek yemem gerek…
Merhaba,
bende çok heyecanlıyım. Benim de ilk röportajım sayılacak bu. Sürç-i lisan
edersem şimdiden af ola. Bunu seninle yapmak ise ayrı bir keyif J
1- Tuğçe Sargın kimdir önce seni tanıyalım…
1- Tuğçe Sargın kimdir önce seni tanıyalım…
28
yaşında 2,5 yıldır evli 2 kedi annesi bir kadın. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi
Kamu yönetimi bölümü mezunuyum. Şu anda bir giyim markasında Müşteri İlişkileri
Sorumlusu olarak çalışıyorum. İstanbul’da doğdum büyüdüm ve halen İstanbul’da
yaşıyorum.
2- Takip ettiğim kadarı ile iyi bir okuyucusun… Belli bir tarzın var mı yoksa ne bulsam okurum mu?
Belli
bir tarzım yok ama genel olarak polisiye romanlarını daha çok severim. İçinde
kan ve vahşet olmadığı sürece. Judith Mcnaught ile historical romansın benim
tarzım olduğunu düşünmüştüm ama daha sonra aynı türdeki benzer kitaplardan aynı
tadı alamadım. Yine Marsha Canham’ın Gurur ve Bedel isimli romanlarıyla
İskoçya’nın yağız klan liderlerini anlatan romanları sevdiğimi düşündüm ama
yine benzer kitaplardan aynı tadı alamadım.
Ne
okumam dersek aslında daha kolay olur sanırım. İçinde ensest, tecavüz, pedofili,
zoofili, vahşet içeren hiçbir kitabı okuyamıyorum. Bu tarz filmleride izleyemem
zaten. Birde Klasik Türk üstatlarını utanarak belirtmeliyim ki okuyamıyorum.
Dili inanılmaz ağır geliyor ve okurken buhranlar geçiriyorum. İlk okuduğum
kitap Reşat Nuri Güntekin’in Acımak adlı kitabıydı ve okulda ödev olarak
verilmişti. Kitap okumaktan nefret etmiştim. Belki de ödev olduğu içindir.