Merhaba;
Bugün
tatlış, şirine, ponçik yazarımız Elif Yılmaz ile söyleşimiz var. Buyurun bu
keyifli söyleşiyi okumaya.
Elif’ciğim
öncelikle söyleşi talebimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim demeyeceğim
kabul etmeseydin neler gelirdi başına acaba...
Yaa esas ben
teşekkür ederim. Yaptığın röportajları severek takip eden biri olarak şu an
inanılmaz büyük bir keyifle cevaplıyorum sorularını.
Başıma gelecekler…
Neyse ki asla öğrenmek zorunda kalmayacağız.
1- Elif Yılmaz kimdir blog takipçilerime kendinden bahseder misin?
Elif Yılmaz henüz yirmili yaşların başlarında; İngiliz Edebiyatı mezunu, yazar, blogger… İnsanın kendini anlatması gerçekten çok zor aslında… Mesela şu an kendim hakkında herkesin bildiği şeyler dışında bir şey anlatamıyorum. Tüm bu söylediklerimi saymazsak 21 yaşındaki herhangi bir kız gibiyim ben de aslında.
2- Öğrenci, yazar ve bloger olarak bir gününü bize anlatır mısın?
Peki, o zaman hazır olun çünkü siz de okurken yorulabilirsiniz. Son bir buçuk yıldır blogger olmaya hiç zamanım yok öncelikle. Zaten okul kitapları dışında pek bir şey okuyamıyorum
Güne yedide başlıyorum. 8.20’de servise binmiş
olmam gerekiyor zira. 9.20’de dersim oluyor haftanın beş günü. Oluyor derken
kendime mezun deyip hala daha bir kaç dersle cebelleştiğimi de belirtmiş
oluyorum burada. Okulda ders aralarında vs hep elimde kalem kâğıdım oluyor.
Hatta bazen bilgisayarımı da yanıma almam gerekiyor çünkü hep bir şeyler
yetiştirmeye çalışıyorum. Yeni bir kitap, yeni bir bölüm… Eve varışım altıyı
buluyor. Ben geceleri çalışabilen bir insanım bu yüzden bir nevi vampir hayatı
yaşıyorum. İstisnai bir durum yoksa eve gider gitmez yatar uyurum ki gece
kalkıp çalışabileyim. Sınavım varsa sabaha kadar sınav çalışırım ki zaten
okulda yazacağımı yazmışımdır. Eğer yoksa ama en az iki saat yazmaya
çalışıyorum. Sonra yatıp kalkıyor ve yine aynı döngüye giriyorum. Aralara da
bir kaç nefes serpiştir, işte benim bir günüm!
3- Biliyorum Elif Yılmaz iyi bir okuyucu belli bir tarzı var mı ne bulsa okur mu?
Ne bulsam okumam ama belli bir tarzım da yok. Yani örnek vermek gerekirse polisiye, gizem, cinayet türlerini okuyamıyorum. Benim gibi sabırsız bir insan için çok fazla sırla dolular. Hep ilk on sayfa bitmeden sonunu okumuş buluyorum kendimi. Onun dışındaki türlerde de konuya bakarım. Okumayı reddettiğim belli başlı konular var. Tecavüz, ırkçılık, kadın ve çocuk istismarı gibi konuları okumam mesela. En azından elimden geldiğince okumamaya çalışıyorum. Yazarlar araya serpiştirmediği sürece.
4-Herkesin
kütüphanesinde bulunmalı ve mutlaka okumalı dediği en az 3 kitap hangileridir?
Hmm… Baya zor bir soru bu aslında. Ben kendi vazgeçemediğim, hep açıp tekrar tekrar okuduğum üç başucu kitabımı söyleyeyim o zaman ama okuma zevkinize bağlı bu biraz. Belki de sizin başucu kitabınız olmaz bunlar; Özge Erkin’in Destan’ı. Sylvain Reynard’ın Gabriel serisi. Tüm kalbimle âşık olduğum yazarın, Jane Austen’ın Gurur ve Önyargı’sı.
Hmm… Baya zor bir soru bu aslında. Ben kendi vazgeçemediğim, hep açıp tekrar tekrar okuduğum üç başucu kitabımı söyleyeyim o zaman ama okuma zevkinize bağlı bu biraz. Belki de sizin başucu kitabınız olmaz bunlar; Özge Erkin’in Destan’ı. Sylvain Reynard’ın Gabriel serisi. Tüm kalbimle âşık olduğum yazarın, Jane Austen’ın Gurur ve Önyargı’sı.
5-
Okumaktan asla sıkılmam dediğin 3 yazar var mı?
Var tabii. Jane Austen ilk başta. Onun eleştirel bakış açısı ve ince dokundurmaları her zaman favorim olacak. Sonra yine Özge Erkin, o ne yazsa okurum… Net. Ve son olarak Selvi Atıcı. Tüm kitaplarını okudum ve hâlâ daha açıp açıp yine okuyorum. Aslında bu listeyi daha da uzatabilirim çünkü tam bir fanatiğim konu sevdiğim yazarlar olunca ama tutuyorum kendimi
Var tabii. Jane Austen ilk başta. Onun eleştirel bakış açısı ve ince dokundurmaları her zaman favorim olacak. Sonra yine Özge Erkin, o ne yazsa okurum… Net. Ve son olarak Selvi Atıcı. Tüm kitaplarını okudum ve hâlâ daha açıp açıp yine okuyorum. Aslında bu listeyi daha da uzatabilirim çünkü tam bir fanatiğim konu sevdiğim yazarlar olunca ama tutuyorum kendimi
6-Gelelim
senin de yazdığın wattpade… Wattpad de okumayı seviyor musun?
Sevmem mi? Özellikle yeni kalemler keşfetmeyi seviyorum. Yeni hikâyeler ve beni kendine çeken karakterler de… Bir yazarın sıfırdan başlayıp kendini geliştirerek yükselmesini izlemek muhteşem bir şey ve Wattpad tam da bunu yapabileceğiniz bir yer
Sevmem mi? Özellikle yeni kalemler keşfetmeyi seviyorum. Yeni hikâyeler ve beni kendine çeken karakterler de… Bir yazarın sıfırdan başlayıp kendini geliştirerek yükselmesini izlemek muhteşem bir şey ve Wattpad tam da bunu yapabileceğiniz bir yer
7-Wattpad
de okuyup bizlere önerebileceğin hikâye veya yazar var mı?
Tabii ki önce senin hikâye Çünkü gerçekten çok iyi bir fikir ve takdiri hak ediyor. Sonra… Betül Güçlü’yü, Kübra Nur’u, Laviniapiaf’ı, Filiz Şakar’ı… Yine Özge Erkin’in Kutsal’ını okuyorum. Ve Çatlasın Düşmanlar adlı bir hikâyeyi. Muhtemelen duymuşsundur çünkü baya meşhur Wattpad’de. Eğlenceli, beni güldüren ve kendine bağlayan hikâyeleri seviyorum genelde. Romantik Komedi ve Mizah’a benim tarzım diyebiliriz sanırım. Arada da bir tutam, kalbimi usulca titretecek kadar dram.
Tabii ki önce senin hikâye Çünkü gerçekten çok iyi bir fikir ve takdiri hak ediyor. Sonra… Betül Güçlü’yü, Kübra Nur’u, Laviniapiaf’ı, Filiz Şakar’ı… Yine Özge Erkin’in Kutsal’ını okuyorum. Ve Çatlasın Düşmanlar adlı bir hikâyeyi. Muhtemelen duymuşsundur çünkü baya meşhur Wattpad’de. Eğlenceli, beni güldüren ve kendine bağlayan hikâyeleri seviyorum genelde. Romantik Komedi ve Mizah’a benim tarzım diyebiliriz sanırım. Arada da bir tutam, kalbimi usulca titretecek kadar dram.
8-
Elif Yılmaz, ilk ne zaman yazmaya başladın?
İlk kez gerçek anlamda yazmaya lisede başladım. Bir arkadaşım yönlendirmişti beni. Ben hep kafasında kurgular oluşturan biriydim ve o da neden yazmıyorum dedi bana. Sonra da Facebook’taki hikâye sayfalarından biride yazmama yardımcı oldu.
İlk kez gerçek anlamda yazmaya lisede başladım. Bir arkadaşım yönlendirmişti beni. Ben hep kafasında kurgular oluşturan biriydim ve o da neden yazmıyorum dedi bana. Sonra da Facebook’taki hikâye sayfalarından biride yazmama yardımcı oldu.
9-
İlk yazdığın cümleler aklında mı?
Hayır. Muhtemelen hatırlamak istemeyeceğim kadar kötü olduğundan. İlk yazdığım şeylere dönüp bakınca çok gülüyorum kendimi. O zamanlar ki acemiliğimden kaynaklandığını biliyorum ama yine de tuhaf işte
Hayır. Muhtemelen hatırlamak istemeyeceğim kadar kötü olduğundan. İlk yazdığım şeylere dönüp bakınca çok gülüyorum kendimi. O zamanlar ki acemiliğimden kaynaklandığını biliyorum ama yine de tuhaf işte
10-
3 basılı kitabın ve basılmayı bekleyen kurguların var hepsinin içinde senin
için en özeli hangisi?
Romantik
Oyun. Çünkü o yazdığım ilk hikâyelerden. Kitapta baştan düzenlenmiş halini okuduğumuzdan
belki o kadar da belli olmuyor ama gerçekten acemi olduğum zamanlarda
başlamıştım ben onu yazmaya. Sonra da daha 17 yaşımdayken oturup düzenledim.
Benim için bir uyanış gibi o hikâye. Bana kim olmak istediğimi gösteren bir
rehber, hayallerime açılan bir kapı gibi.
11-
Aşkın Kahramanı… Baran gibi seven adamları çoğaltmamız lazım… Baran’ı yazarken
önünde bir örnek var mıydı?
Direk ilham aldığım biri. Gizli bir romantiktir ayrıca benim babam. Hani o karizmatik, romantik, esprili, zeki, kariyer sahibi ve bir de yanındaki kadına ismi yerine bir lakapla hitap eden herkesin aşinası olduğu kitap karakteri var ya, o benim babam. Kitaplardan fırlayıp gelmiş gibi bir adam varken hayatımdan başkasını örnek almak çok zor zaten.
Direk ilham aldığım biri. Gizli bir romantiktir ayrıca benim babam. Hani o karizmatik, romantik, esprili, zeki, kariyer sahibi ve bir de yanındaki kadına ismi yerine bir lakapla hitap eden herkesin aşinası olduğu kitap karakteri var ya, o benim babam. Kitaplardan fırlayıp gelmiş gibi bir adam varken hayatımdan başkasını örnek almak çok zor zaten.
12-Buradan
soruyorum… Baran kimin? (Nihan hariç…)
Tabii
ki senin, aşk olsun. (Evet, duymayan kaldı mı?)
13-
Nihan’ın aşktan korkup kaçarken büyük bir aşka yakalanması yazarken neler
hissettin.
Kitabın tamamında hissettiğim şeyi. Kitaptaki karakterler yer yer zorluklar da yaşasalar Nihan’ın Baran’a tutunması, Baran’ın onu koşulsuzca çok sevmesi ve birlikte aile olmayı öğrenmeleri bana hep huzur verdi. Zaten aile olmak böyle bir şey, size mutluluk ve huzur veren bir şey…
Kitabın tamamında hissettiğim şeyi. Kitaptaki karakterler yer yer zorluklar da yaşasalar Nihan’ın Baran’a tutunması, Baran’ın onu koşulsuzca çok sevmesi ve birlikte aile olmayı öğrenmeleri bana hep huzur verdi. Zaten aile olmak böyle bir şey, size mutluluk ve huzur veren bir şey…
14-
Baran ve Nihan’ın aşklarının başladığı o kafe neresi adres lütfen.
Ya aslında belirli bir mekân olduğunu düşünmek istemiyorum. İlk kitabı yazmaya başladığım zamanlarda Çukurambar’da gittiğim bir yer vardı, Mavi Tuna adı. O zamanlar orası demiştim ama aslında Çukurambar’da herhangi bir kafe olabilir.
Ya aslında belirli bir mekân olduğunu düşünmek istemiyorum. İlk kitabı yazmaya başladığım zamanlarda Çukurambar’da gittiğim bir yer vardı, Mavi Tuna adı. O zamanlar orası demiştim ama aslında Çukurambar’da herhangi bir kafe olabilir.
15-
Kahraman serisi kaç kitaptan oluşacak? Biraz serinin diğer karakterlerinden
bahseder misin?
Dört kitap olacak. İkinci kitapta Beril ve Tolga’yı okurken, üçüncü kitapta Aylin’i okuyacağız. Dört sürpriz… Ama Feride ve Suat değil. Onu söyleyebilirim
Dört kitap olacak. İkinci kitapta Beril ve Tolga’yı okurken, üçüncü kitapta Aylin’i okuyacağız. Dört sürpriz… Ama Feride ve Suat değil. Onu söyleyebilirim
16-
Bir Boşanma Hikâyesinden bahseder misin? Mehmet ve Ayşe’yi okurken ben çok
eğleniyorum…
Ben de ya… O aslında kötü çocuk hikâyelerine karşı bir tepki olarak başladı aslında. Gerçek hayatta kötü çocuk dediğimiz o tipler nasıl olurlar düşüncesinden. Ve kendime hep dedim ki Mehmet’ten nefret etmelisin ama öyle bir karaktere dönüştü ki bir anda sempati duymaya başladım ona. Kötü Çocuk tiplemesinden çıktı yani. Sadece biraz kör, biraz da salak Mehmet ve sevmesini bilmeyen biri de değil hani. Sadece gösteremiyor.
Ben de ya… O aslında kötü çocuk hikâyelerine karşı bir tepki olarak başladı aslında. Gerçek hayatta kötü çocuk dediğimiz o tipler nasıl olurlar düşüncesinden. Ve kendime hep dedim ki Mehmet’ten nefret etmelisin ama öyle bir karaktere dönüştü ki bir anda sempati duymaya başladım ona. Kötü Çocuk tiplemesinden çıktı yani. Sadece biraz kör, biraz da salak Mehmet ve sevmesini bilmeyen biri de değil hani. Sadece gösteremiyor.
Ayşe
de klasik liseli, âşık bir kız olarak çıkıyor karşımıza. O zamanlarda hepimizin
düştüğü platonik aşk illetine kapılıyor. Sonrasında büyüyor bu aşk içinde. Mehmet
de bunu destekliyor tabii… Ama kalbi kırıklarla doluyor zamanla. Psikolojik
olarak bir anda bambaşka bir boyuta geçiyor karakter. Ayşe Çağlar değil de
Mehmet’in Ayşe’si oluyor. Hikâye aslında onların boşanmasının hikâyesi değil,
Ayşe’nin kendini yeniden bulmasının hikâyesi.
17
– Psikolojik gerilim ya da cinayet romanı yazmayı düşünür müsün?
Bir kez denedim ve zirvede bıraktım. Bence orada kalması en iyisi.
Bir kez denedim ve zirvede bıraktım. Bence orada kalması en iyisi.
18-
Kurgularını kâğıda dökerken dinlediğin müzik var mı?
Kurguya göre değişiyor. Karaktere göre de. Mesela Bir Boşanma Hikâyesi için eski şarkılar dinliyorum. 2000’li yılların başlarında çıkan şarkıları ama Aşkın Kahramanı için sürekli Burcu Güneş dinlerdim.
Kurguya göre değişiyor. Karaktere göre de. Mesela Bir Boşanma Hikâyesi için eski şarkılar dinliyorum. 2000’li yılların başlarında çıkan şarkıları ama Aşkın Kahramanı için sürekli Burcu Güneş dinlerdim.
19-
Sevgili Elif, blog takipçilerime ve okuyucularına son sözün nedir…
Hepsini kocaman kocaman öpüyorum öncellikle. Benimle ilgili bir şeyler merak eden insanlar olduğunu bilmek tuhaf. Ben de biraz tuhafım galiba… Bu tuhaflığa sonuna kadar katlandıkları için çok seviliyorlar ama. Çilek kızı takip etmeye devam!
Hepsini kocaman kocaman öpüyorum öncellikle. Benimle ilgili bir şeyler merak eden insanlar olduğunu bilmek tuhaf. Ben de biraz tuhafım galiba… Bu tuhaflığa sonuna kadar katlandıkları için çok seviliyorlar ama. Çilek kızı takip etmeye devam!
Sevgili
Elif,
Okuyucun bol, yolun açık olsun…
Sevgiler,
Çilek Kız Yasemin,
Okuyucun bol, yolun açık olsun…
Sevgiler,
Çilek Kız Yasemin,
Seninle Tek Kelime Oyununa Hazır mısın?
(Yazdığım Kelimenin
Karşısına Senin için İfade Ettiği Anlamı Tek
Kelime ile Yazar mısın?)
Ankara - Ev
Aşk - Sadece
kitaplarda...
Kahraman -
Baran
Tolga - Mavi
(SPOILER!)
Çilek - Ama
bunu tek kelime anlatamam ki. Kelimeler yetmez
Anne - ANNEM
Baran -
Hayallerimin erkeği… Tek kelime olmadı ama olsundu...
Romantik -
Beyaz çikolatalı ıslak kek…
Savaş -
Kendi kitabım değil de Esra Tok’un Savaş’ı gelmesi aklıma peki… GÜNAHKÂR BEEE!
Yazmak -
Meditasyon desem güler misiniz? Neyse gülün…
Müzik -
İlham
Blog -
Gezginler; çünkü blog maceram Gezgin Kitap Kardeşliği sayesinde böyle
eğlenceli
bir tecrübeye dönüştü
Kurgu -
Taslak
Eda - Ne
kadar zor sormuşsun ya. Hangi birini yazsam? Canım kardeşim diyeyim o zaman
kısa yoldan.
İngiliz dili
ve edebiyatı - Kitaplar
Mazi – BEBEĞİM.
Bihter - Kelepçe
geldi direk aklıma nedense.
Hangi bihter?
YanıtlaSilHangi baran ?
Hangi kayran ? Merak ettim ...
Keyifle okudum cilegim 😘
Hangi bihter? Aşktan Sabıkalı - Merve Duman
SilHangi baran ? Aşkın Kahramanı - Elif Yılmaz
Hangi kayran ? Gözlerinin Esareti - Jeniffer Royce